Etekli Indiana Jones: Kalp Kırıklığı Onu "Çölün Kraliçesi" Yapan Gertrude Bell'in Hikayesi.

Yayınlanan 7 aylar önce

Hiçbir zaman kadın hakları için mücadele etmedi, babasının emriyle nişanlısını sessizce terk etti ve erkekler dünyasının tek halkın hükümdarı oldu.

20. yüzyılın başlarındaki Britanya'yı hayal edin. Siyasi ve kamusal yaşamda kadınlara karşı ayrımcılığın kaldırılmasını talep eden oy hakkı hareketinin yükselişi. Yeni bir lider, ilham kaynağı, rol modeli bulmanız gerekiyor; kimi arayacaksınız?

Gertrude Bell, kadın hakları savunucusu hareketin sembolü rolü için ideal bir adaydı: arkeolog ve Oxford mezunu, yazar, casus, diplomat, cesur, çölün kraliçesi ve "Irak'ı icat eden." Ama hayır: Feminizmin ve kız gücünün vücut bulmuş hali olan Gertrude, hayatı boyunca kadın hakları hareketinden nefret etti.

Gosling L. “Sanatta Kadınlar. Çevremizdeki dünyayı değiştiren performanslar, resimler ve etkinlikler"

Google görselleri Gosling L. “Sanatta kadınlar. Çevremizdeki dünyayı değiştiren performanslar, tablolar ve etkinlikler" Fiyatını öğrenin Reklam. LLC "Yandex"

Çocuklukta bile Gertrude'un özel bir kaderi olduğu anlaşıldı. Evde eğitime pek düşkün değildi, ancak Viktorya döneminin bir kızı için oldukça beklenmedik bir şekilde icatlar ve teknoloji hayal ediyordu. 15 yaşındayken babası kızını Londra'ya okumaya gönderdi, burada öğretmenler başlarını tuttu: Bu kız hayattaki herkes olabilir!

Gertrude için kesinlikle her şey kolaydı ve artık sadece ders çalışmaktan bahsetmiyoruz. Bütün gece parti yapabilir, sınıf arkadaşlarıyla çılgınca dans edebilir ve sabahları sınava en saf bilinciyle gelebilirdi. Bu partilerden birinden sonra tarih sınavına girdi: arkadaşları Gertrude'un bu sınavı geçeceğine dair bir önseziye sahipti. Yusufçuk şarkı söyleyip dans ederken onlar ders kitaplarını inceliyorlardı.

Prada eldivenleriyle duygusal jinekoloji. Kadın olma sanatı

Google görselleri Prada eldivenleriyle duygusal jinekoloji. Kadın olma sanatı Fiyatı öğrenin Reklam. LLC "Yandex"

Ve eşikten profesöre şunları söyledi: "Korkarım Profesör Gardiner, Charles I hakkındaki görüşlerim sizinkilerle örtüşmüyor." Ve sonra parlak bir şekilde konumunu kanıtladı ve gururla ayrıldı - üniversitesi bir daha böyle öğrencileri görmedi.

Eve mükemmel bir öğrenci, moda tutkunu ve sosyal bir lider olarak döndü. Ve aynı zamanda çok sigara içen biri. Muhafazakar baba öfkeliydi ve sabah gazetesiyle kendini kızından uzaklaştırdı ama sonra affetti. Sevgili Gertrude'un çok yakında İngiliz tarihinin ilk kadın askeri istihbarat subayı olacağını, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüne tanıklık edeceğini ve ömür boyu Çöl Kraliçesi unvanını alacağını bilseydi...

Doğu ile tanışma tesadüfiydi. Bell'in memleketi İngiltere'yi hiç terk etme arzusunun olmaması komikti - burasının dünya üzerindeki cennet olduğu ortaya çıktı. Genç bir kızın mutlu olması için başka neye ihtiyacı var? Amcasıyla geçirdiği tatiller onu ikna etti: Arabayla Viyana'dan İstanbul'a gittiler ve Gertrude'un kalbi sıkıştı. İlk kez ve sonsuza kadar aşık oldu ve kendine bu büyülü ve tuhaf topraklara "hilalin insanlarına" kesinlikle döneceğine söz verdi.

Ignatowski R. “Sanatta kadınlar. Dünyayı değiştiren 50 kadın"

Google görselleri Ignatowski R. “Sanatta kadınlar. Dünyayı değiştiren 50 kadın" Fiyatını öğrenin Reklam. LLC "Yandex"

İngiliz kadın günlüğüne "Bu kış oraya gidersem hayatım daha iyiye doğru değişecek" diye yazıyor ve hızla Farsça öğrenmeye başlıyor. İran'a yaptığı ilk ciddi seyahatte şunu fark etti: Anavatanında hayat yok, hepsi burada: yeşil bahçelerde ve sarayların çatılarındaki ustaca çinilerde, akşam alacakaranlığında mırıldanan çeşmelerin derelerinde ve misafirperver ev sahiplerinin sohbeti.

“Batı'da misafirperverliğin ve görgü kurallarının olmadığını fark ettim. Sanki sokaktaki bir dilenciymişim gibi utandım” diye itiraf etti günlüğünün sayfalarında kendi kendine.

Bell'in İngiltere'de kalan babası, kızından gelen mektuplara doyamadı. Sanki kızın aşık olduğu Doğu, önünde çiçek açıyordu. Ve sadece Doğu değil: notlarında giderek daha sık bir isim görünmeye başladı - Henry Cadogen. Tahran'a yerleştiği amcasının kampanyasına katılan genç adam, Farsça sevgisini paylaşıyor ve Gertrude ile bin bir gece yaşamanın hayalini kuruyordu. Ve daha da fazlası.

Ne kadar cesur olursa olsun yine de babasından evlenmek için izin istemekten kendini alamadı. Bell, Yorkshire'a ayrıntılı bir mektup yazdı ve Henry'nin kollarında bir cevap bekledi. Yakında evlenecekler ve birlikte tüm dünyayı dolaşacaklar! Cevap muhabbet kuşlarının kalbini paramparça etti: Çanlar, Gertrude'a sarhoş edici aşktan acilen eve dönmesini emretti.

Ve o da kabul etti. Bu muhtemelen büyük gezginin hayatında birini dinlediği son seferdi. Üzgün bir şekilde babasının evine girdi ve hızla kendi içine çekildi. Aile, bu solgun genç kadında kendi akıllı Gertrude'lerini tanıyamadı. Kısa süre sonra babasının kalbi sarsıldı ve onun Henry ile evlenmesine izin verdi. Kız çığlık attı ve babasının boynuna, ardından masaya koşarak sevgilisine bir mektup yazdı.

Sanat tarihinin ana kadınları. Anahtar eserler, konular, talimatlar, başarılar

Google görselleri Sanat tarihinin önemli kadınları. Anahtar işler, temalar, yönler, başarılar Fiyatı öğrenin Reklam. LLC "Yandex"

Kadogen, seçtiği kişinin ne kadar mutlu olduğunu ve nişanlanmak için onun kendisine gelmesini nasıl beklediğini pek okumaz. Koleradan öldü, birkaç gün içinde yanarak öldü. Gertrude, acısını ne ailesine ne de günlüğüne emanet etmiş ama bir daha hiç evlenmemiş, acıları kadar uçsuz bucaksız çöllere kendini adamıştı.

1896 Arapça dilini öğrendi. Gelenekler ezberlenir. Kuran okundu. Bell hiç bitmeyecek bir yolculuğa başlar: Doğuya olan yolculuğu tüm hayatını alacaktır. Ve bu süre zarfında o kadar çok şey olacak ki, Jules Verne tarzında birkaç ciltlik maceraya yetecek kadar olacak - bunu takdir edecektir! Her yerde insanlar garip kadını fark etti. Yerliler bu kadının ne kadar saçma bir kıyafet giydiğini anlayamadılar - aksi halde bu onun bizzat tasarladığı bir etek-pantolondu. Kadınsı hanımefendi ve korkusuz diplomat için.

Odysseus etekli

Bir gün Kudüs'ten dönerken kervanı sınır birlikleri tarafından durduruldu. Kimse tarafından atanmadılar ve bu nedenle amansızdılar. "Kadın nereye gidiyor?" - onlar sorar. "Arkadaşlara." Geleneksel gülümsemelerle "Hanımefendinin orada işi yok" diyorlar. Gertrude kendi kendine düşünerek, "Bunu düşüneceğim," diye yanıtlıyor: "Henüz sana sormadım."

Bir gün geçiyor - müfreze onun gece barınağını izliyor. İkinci gün Bell bir kez daha onun geçmesine izin vermek ister ancak cevap hâlâ olumsuzdur. Mahalleli bahse girmeye başladı: Bu kadın ne zaman eşyalarını toplayıp gidecek? Gertrude bir gün daha çadırdan çıkmadı. Adamlar yabancının neden sessiz kaldığını bulmaya çalıştılar ve onlara şöyle söylendi: “Hanım hasta, çok hasta. Sabaha kadar zar zor yaşayacak."

Çadıra girmek korkutucu; ya enfeksiyon varsa? Fırtına yapmak hoş değil - kadın hasta. Bekçiler bu deli kadınla ne yapacaklarını tartışmak için geceyi geçirmek üzere ayrılırken, Gertrude ve karavanı toplanıp yanlarından geçtiler. Sabah yerel halk şaşırtıcı bir şekilde güldü - ne kadar kurnaz bir adam, sadece etekli Odysseus! Doğu'da akıllı insanları severler ve Gertrude orada çok işe yaradı.

Arabistanlı Lawrence

Yıllar süren gezintiler ve dünya çapında iki gezi boyunca, dünyadaki tüm arkeologlar Gertrude'u öğrendi. Ondan bir serap olarak bahsettiler: Kumların içinden, erken Hıristiyan tapınaklarının nerede saklandığını hisseden ve kazılara ne zaman başlayacağını tahmin eden bir kadın çıkıyor. Bazıları onun deli olduğunu düşünüyordu, bazıları ise arkadaşlık arıyordu. Bell, 1911 baharında bu arkadaşlarından birinin yanına gitti.

Ancak Doktor Hogarth'la birlikte tanıdığı çadırdan kısa boylu bir genç çıktı. Gertrude, "Bir arkadaşın arkadaşı benim arkadaşımdır" diye karar verdi ve bir nedenden dolayı aniden yabancıya hayatıyla ilgili her şeyi anlattı. Oxford hakkında, babam hakkında, Henry hakkında, İstanbul ve çeşmeler hakkında. Kendisinin de Oxford'da okuduğunu ve hayatını arkeolojiye adamayı hayal ettiğini söyledi. Sadece akşam ayrıldılar.

Bell, günlüğüne yeni arkadaşının bilimde büyük bir geleceğe sahip olduğunu yazdı; notlarında "çok tuhaf bir yaşam tarzı seçen bir kadına" hayran olduğunu yazdı. Yabancı büyük olasılıkla Gertrude'u hemen tanıdı ve bir süre sonra kendisini Arapları Türklere karşı yönetecek İngiliz istihbarat subayı olan aynı Arabistanlı Lawrence olan Thomas Edward Lawrence'a açıkladığını fark edecekti.

Hatun

Bell, çölün hanımı Khatun oldu; hayran olduğu çöl sakinlerinin gezgin dediği şey buydu. Ve memleketinde eğitimli erkekler ona küçümseyici bir şekilde davrandılar: Araştırmalarını ve keşiflerini onlara sunduğunda, Kraliyet Coğrafya Derneği'nin başkanları kıkırdadı - bu tuhaf kadın önce astronomiyi öğrenmek ve sonra develere eyer takmak istemiyor mu?

Ancak Dışişleri Bakanlığı'nda Gertrude'un potansiyelini görenler vardı. Casusluk yapmak ve Arap kabilelerini Britanya adı altında toplamakla görevlendirildi. Yetkililer açıkça güldüler: Pantolonlu bir kadın bir ayaklanma hazırlayacak mı? Kısa süre sonra soylu adamlar sessiz kalmaya zorlandı: Khatun, şaka yollu bir şekilde sona çağrılan aynı Lawrence ile - bir Oxford öğrencisi - omuz omuza durdu.

Irak'ı icat eden o

1921 Gertrude'un çok sevdiği yerler askeri operasyonların sahnesine dönüştü. Churchill, Kahire'deki bölgelerin yeniden düzenlenmesi konusunda bir konferans düzenler: Konferansa 49 adam ve Bell davet edilir. Parlamenterler Irak'ta kimin iktidara geleceğini tartışırken Haşimi Hanedanı'ndan I. Faysal'ı önerdi. Onunla aynı fikirdeydiler; başka türlü yapamazlardı. Aslında modern Ürdün topraklarında tüm yerel kabileler tarafından tanınan ve tanınan bir kraliçe vardı.

Bell, yeni hükümdarı onaylamak için yine ülke çapında bir keşif gezisine çıktı, ancak bu sefer cenaze ve macera değil, anlayış arıyordu. Faysal'ı yerel liderlerle tanıştırdı ve onu ülkenin yeni başkanı ilan etti. İlk başta arkeoloğun gözlerine uzun süre baktılar - yıllar boyunca dolaşarak kazandığı arkadaşlarını asla aldatmazdı. Anlaşma imzalandı, yeni bir yönetici seçildi. Bu adaylığı sorgulamanın bir anlamı yok; Irak genelinde karar verdiler. Böyle söyledi Çöl Kraliçesi Gertrude.